Navigasyon |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
duygular -aşk -sevgi
Aşk Dedikleri... Aşk nedir
Aşk; en yalın biçimde anlatılan tek kavramdır o, adı kendisidir zaten. Onu anlatmak için sonu gelmez cümleler kurmanıza gerek yoktur, "Aşık oldum" dediğiniz an akan sular durur, küçücük çocuk bile sizi rahatlıkla anlayabilir, çünkü aşkın dili tektir.
Aşk cesaret ister, kocaman bir yürek ister.
Nedir bu aşk denilen şey, elle tutulmaz gözle görülmez bir
şeyse nedir bu yaşanan somut acılar,güzellikler?
Aşk hayata karşı işlenilen en doğru suç ortaklığıdır, Aşk hayatın
tekdüzeliğine, bütün sıradanlığına en soylubaşkaldırıdır. Ondan korkup kaçmak hiç kimseye yakışmaz. Ve elbette Aşkı suçlamak, yargılamak, karalamak inkar etmek de asla yakışık olmaz
Aşk hayatın bize hazırladığı en güzel sürprizdir, bu yüzden de kalpleri ne zaman ele geçireceği hiç belli değildir. Daha ne
olduğunu bile anlayamadan onun hükümdarlığına giriverirsiniz.
Aşkın zamanını biz ayarlayabilseydik eğer ve kime neden aşık olduğumuzu anlayabilseydik,aşkın sırrını da çözerdik herhalde. Ama o zaman da aşkın insanı alıp götüren büyüsü tamamen kaybolurdu. Aşk hayata karşı işlenen en güzel ve en doğru suç ortakIığıdır, aşk hayatın bütün tekdüzeliğine, bütün sıradanIığına en soylu başkaldırıdır. Ondan korkup kaçmak hiç kimseye yakışmaz. Ve elbette yasanılan aşkı suçlamak ,yargılamak, karalamak, inkar etmek de aşka yakışık kalmaz. Bu önce haksızlık, kendinize saygısızlık olur. İnsan sonuna kadar savunmalı aşkını, karşılık görmesede, acı çekeceğini hissetsede, yarın terkedileceğini bilsede, ailesini karşısına alacağını bilsede taviz vermemeli aşkından, "Seni Seviyorum" diyebilmeli göğsünü gere gere. Aşk iste o zaman aşktır. Ve bunun dogrusu yanlışı yoktur, zaten aşkın kendisi doğrudur, kime karşı duyuluyorsa bu aşk, doğru insanda işteodur. Aşkın zamanı yoktur, hep hazırlıksız yakalar insanı. Evli olmanız, sevgilinizin olması, bir ayrılığın taze yaralarını kurutmaya calışmanız,bağlılıktan korkmanız, ailenizden çekinmeniz, hatta sevilenin hapse girmesi bile onun hiç mi hiç umrunda değildir. İşte aşk bütün bunlara tek başınıza karşı gelebilme yurekliliğidir, belkide yeni hayata geçebilme yolu...
Aşkın ne zaman gelebileceği belli olmadığı gibi, ne zaman gideceği de hiç belli değildir. Fazla vakti yoktur onun, uzun süre beklemeye ve bekletilmeye tahammülü de yoktur. Bir başka göze bakmaya, bir başka tene dokunmaya başlaması o kadar da zor değildir...Aşktan değil, onun kaçmasından korkun ve doğruluğuna yanlışlığına bakmadan sonuna kadar savun aşkını. Biliyor musunuz , hayat zaten kocaman bir yalan, bu kadar sahteligin içinde gerçek ve doğru olan tek guzellik AŞK.!!. Lütfen ona haksızlık etmeyin ..
Aşkına sana aşık olana sahip çık ve onu kaybetme
|
"SENİ SEVİYORUM" Demek İçin Geç Kalma ; Sevgiyle Kal ..
Sevgiye Dair
Ey Güzel İnsan!
Sessiz Sevdaların Bitiremediği, Sözcüklerin İfade Edemediği, Bahar Aylarının Varlığını Kıskandığı,
Sen, Sen İçimin İnce Büyük Derin Sızısı.! Seni Seviyorum...
"Seni Seviyorum" Yazarken Eriyorum, Her Eriyişimde Birkez Daha "Seni Seviyorum"
Hepsi Bu, "Seni Seviyorum"...
SEVGINE IHTIYACIM VAR, bana yaklaşan durağanlaşmış beyninde ki düşüncelerin nokta bitişlerine. Uzaklarda olduğumu düşlediğinde senden bir nebze uzaklaşmadan senli dünlerde ayakta kalma çabalarıma inanmana, parmak uçlarımda ki hislerimden acılarına sebebiyet verenlere olan nefretimin büyümesine olan engelleme çabalarına sahip çıkamayan beynimin aslında kendine verdiği sızılardan vazgeçme gayretleriyle cebelleşip duruyorken bakışlarındaki ışığa ihtiyacım var. Benliğimde bastırdığım sana olan vazgeçilmez hislerimi beyninde açığa çıkarma duygularımın yüreğimdeki fırtınanın dinmediğini cümlelerimin arasına sıkıştırılmış göğsümün o ince sızısından göğsünün sol yarısına akan hislerimi anlamana ihtiyacım var. "seni sevdiğimi daha önce söylemişmiydim ?" cümlesinin dudaklarından çıkarken "hayır" diye anlamsız bir cümle kurup sesindeki sevgiyi defalarca duymak isteyen "ben" in sana ihtiyacı var. Yanan kalemime dokunmadan sevdalı kalemimin ucundan dökülen yazıların sana ait olduğunu bilmene ihtiyacım var. "Sen"i kaybetmekten her adımda korkan benin sevdanı bilmeye ihtiyacı var...
Ağla! Ben de ağlarım, gözyaşlarım özlemine az kalır, buralarda nem var! Nem varsa sende kalır daha çağırırken beni anı bile kalmaya tenezzül etmeyen o dağ dorukları... Sömürgem yaşlar durur sesime kırgın ayrılıkları... Ağla sömürgem... Belki dönemem; oralarda usul usul talazlanan nehirlerde yaz kalır, kış yanar, düş üşür yüreğimde... Ağlarım gözyaşlarım yine beyaz kalır.
Bir tür gurur bu... birgün nasılsa ve hiç olmadık bir anda alınıp kopartılmadan, kendi ellerimizle onu yoketmek bizim gibilerin mutluluğuna tahammül edemeyen bu hayata bu hayatın zorba kurallarına bir tür başkaldırış...
yağmur yağacak az sonra, hep ağlamaklı olurum yağmur yağdığında yüreğim üşür. gözlerim üşür. içimdeki kuşlar uçar gider...
Gerçek Aşk
Bir zamanlar, bütün duyguların üzerinde yaşadığı bir ada varmış:
Mutluluk, Üzüntü, Bilgi ve tüm diğerleri, Aşk dahil.
Bir gün, adanın batmakta olduğu duygulara haber verilmiş.
Bunun üzerine hepsi adayı terketmek için sandallarını hazırlamışlar.
Aşk, adada en sona kalan duygu olmuş,
çünkü mümkün olan en son ana kadar beklemek istemiş.
Ada neredeyse battığı zaman,
Aşk yardım istemeye karar vermiş.
Zenginlik, çok büyük bir teknenin içinde geçmekteymiş.
Aşk, "Zenginlik, beni de yanına alırmısın ?" diye sormuş.
Zenginlik, "Hayır, alamam.
Teknemde çok fazla altın ve gümüş var, senin için yer yok." demiş.
Aşk, çok güzel bir yelkenlinin içindeki Kibir 'den yardım istemiş.
"Kibir, lütfen bana yardım et !"
"Sana yardım edemem, Aşk.
Sırılsıklamsın ve yelkenlimi mahvedebilirsin."
diye cevap vermiş Kibir.
Üzüntü yakınlardaymış ve Aşk yardım istemiş:
"Üzüntü, seninle geleyim."
"Of, Aşk, o kadar üzgünüm ki, yalnız kalmaya ihtiyacım var."
Mutluluk da Aşk 'ın yanından geçmiş;
ama o kadar mutluymuş ki Aşk 'ın çağrısını duymamış.
Aşk, birden bir ses duymuş. "
Gel Aşk! Seni yanıma alacağım..."
Bu Aşk'tan daha yaşlıca birisiymiş.
Aşk o kadar şanslı ve mutlu hissetmiş ki,
onu yanına alanın kim olduğunu öğrenmeyi akıl edememiş.
Yeni bir kara parçasına vardıklarında,
Aşk 'a yardım eden yoluna devam etmiş.
Ona ne kadar borçlu olduğunu farkeden Aşk,
Bilgi 'ye sormuş: "Bana yardım eden kimdi?"
"O, Zaman 'dı" diye cevap vermiş Bilgi.
"Zaman mı? Neden bana yardım etti ki?" diye sormuş Aşk.
Bilgi gülümsemiş:
"Çünkü sadece Zaman Aşk'ın ne kadar büyük olduğunu anlayabilir..."
Sanal Aşk
Bu cok guzel ilkbahar sabahinda deniz kenarina park ettigi arabasinda, bu sarkiyi mirildanarak denize bakiyordu kadin.. Arabadan cani inmek istememisti.. Oysa hava ne guzeldi.. Kara kis bitmis, ilkbahar gelmisti iste. Onun oralara karakis geliyordur su aralar diye gecirdi aklindan.Sonra ne guzel bir sarki bu diye dusundu. Insanin icini burkarken ayni zamanda dudaklarin iradesizce sarkiya katiliyor..
Neydi onu bu kadar melankolik yapan. sevdigi terketmisti. Bu gune kadar kac sefer terk edilip, terk etmisti.. Neydi onu bu terkediste bu kadar cok yikan? Onun yazdiklarini hatirladi.. ici burkuldu gene.. Daha ilk satirda hissetmisti onun bir ayrilik mektubu oldugunu..
Nasil kanmisti yalanlarina? Hani gelecekti? Hani uzakliklar onun icin sevgisini kamcilayan bir kirbacti.. Yollar uzadikca, onun sevgisi artiyordu hani.. Nasil inanmisti bu yalanlara?.. Neden bu kadar muhtacti sevilmeye.. Neden kanmisti.. Adinin bile O oldugundan emin olmadigi birine.. Tum bunlari hak edecek ne yapmisti?Acaba adam, kadinin, ona oldugu kadar durust muydu? Yoksa hepsi koca bir hic miydi?Bombos hayallerle dolu birbucuk yilini dusundu.. Kalemi aldi eline ve yazmaya basladi...
Bir gun ask biter..
Anilarda tadi kalir..
Yarim kalan askin tadi..
Damaklarda saklanir..
Belki de yasanmayan asklar..
Bu yuzden hep tatlidir..
Siiri gozyaslari icinde okudu. Kalemi elinden birakti, arabadan cikti. Bu ara ne cok kilo verdim , bu ask sadece kilo vermeme yaradi diye dusunup gulumsedi.. Hayir dedi 7 yil sonra siir yazmama yaradi, 7 yil sonra kalbim oldugunu hissetmeme, 7 yil sonra birini sevmenin ve 7 yil sonra sevilmenin ne guzel oldugunu hatirlamama, ilk defa adima yazilmis bir sarkida mutluluktan aglamama yaradi diye dusundu..
Arabaya gitti, cep telefonunu eline aldi.. Bir an oyle kaldi.. Arayip aramamak, arasinda bocaladi.. Cep telefonunu birakti ve kalemini alip yazmaya basladi.
Neye yarar yuregimiz dolu olmazsa askla,
Neye yarar bu dunya ,ask olmasa...
Yazilabilir miydi siir?
Cizilebilir miydi resim?
Sarkilar yurekten soylenir miydi boylesine?
Dusebilir miydik..?
Suzulen bir yaprak gibi sevginin kucagina..
Acilabilir miydik?
bir yelkenli gibi..
ask denizinin koynuna..
ask olmasa..
Gozlerindeki yaslari tekrar sildi, arabasini calistirdi, eve dogru surdu.. Belki bir e-mail daha gelmistir diye dusundu.. Affet diyen.. Yuzunu bir gulumseme sardi.. ASK SANAL BILE OLSA GUZELDI...
.
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 9 ziyaretçi (85 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|